HIZIR VE HIZIR ORUCU 13-14-15 Şubat

HIZIR VE HIZIR ORUCU
13-14-15 Şubat Hızır orucu
Hızır, inancının izlerini Nuh Tufanı’nda, Tevrat’ta, Kuran’da, Hz. Ali’nin kabrinin bulunduğu Necef’te, Hz. Hüseyin’in şehid olduğu Kerbelâ’da bulmak mümkündür. Yakın tarihimizde Orta Asya’da Ahmet Yesevi’de, Anadolu’da da Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa, Şah Kulu, Seyyit Battal Gazi, Hamza Baba, Pir Sultan Abdal ve Dersimdeki Düzgün Baba’da olduğu gibi Alevilerin ziyaret yerleri ve önderleri bünyesinde yaşatıldığını biliyoruz.
Bu arada Hızır inancının yüzyıllarca önce Anadolu’dan Balkanlar’a göç edenler aracılığıyla Arnavutluk’a oradan da Makedonya’nın Tetova kentinde bulunan Harbâti Baba’ya ve çeşitli yörelere kadar taşındığını, gelenek ve görenekleriyle Balkanlar’da yaşatılmakta olduğunu bilmekteyiz.
Takdir edilir ki, “Hızır” adı, somuttan soyuta geçildiğinde; koruyucu, kurtarıcı, yaratıcı, yardımcı kimliği nedeniyle; yarı insan, yarı melek, yarı peygamber simgesi olarak karşımıza çıkabiliyor.
Hızır Anadolu insanı için her zaman doğru, çalışkan, her yerde hazır–nazır, adaletli, yardımsever, dar günde imdada anında yetişen, bilge, ulu, evliya veya derviştir.
Hızır kimilerine göre ölmüş bile olsa günümüze dek, dara düşenlerin, zorda kalanların, hasta olanların, yola çıkanların hep yanında olagelmiştir.
Hızır, ümmetini gözetler, denetler, vicdani değerleri ölçerek, gönüllere konuk olan, sevdalılara yardımcı, elle tutulmaz, gözle görülmez Nebî’dir, Şah-ı Merdan Ali’dir, evliya’dır, İnsan-ı Kâmil’dir.
Öte yandan Hızır’ın yaşadığı dönemle ilgili olarak çeşitli düşünceler bulunmaktadır. Ancak, Hızır’ın Hz. İbrahim döneminde yaşadığı Babil’den göç ettiği tezleri ile birlikte, Süleyman Peygamber döneminde de yaşadığını iddia edenler bulunmaktadır. Ancak, üzerinde ciddiyetle durulan iddialardan biri de Hızır’ın Hz. Musa’dan çok önce, İran hükümdarı Feridûn döneminde yaşadığı ve Zül-Karneyn’in öncü kuvvetlerini yönettiğidir. Bir başka iddia ise Hızır’ın, Hz. Musa döneminde yaşadığıdır.
Hızır Orucu Anadolu’da bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Tunceli yöresinde, Ocak ayının son haftası oruç tutmaya başlarlar ve üç hafta üst üste üç gün (salı-çarşamba-perşembe günleri) tutarlar. Kimi yörelerde de Şubat ayının ortasın üç gün ard arda tutarlar. Tutulan Hızır Orucunun ardından lokma dağıtılmaktadır. Bu günde dağıtılan lokmaya Hızır kömbesi adı verilmektedir ve ardından lokma duası okunur.
Hızır Orucu; gece yarısından itibaren hiç yememek üzere tutulur ve akşam güneş batıp gün kararmaya başlayıncaya kadar devam eder.
Halk inançlarına göre, Hızır gittiği ve gezdiği yerlerde herkesin darına yetişmiş olup, uğradığı konaklara bereket saçmıştır. Yine bir başka anlatıma göre Hızır Orucu sırasında genç kızlar ve erkekler oruç akşamları su içmeden yatarlar. Rüyalarında kendilerine kim su ikram ediyorsa, ilerde onunla evlenileceklerine inanırlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir